Hristiyanlığın Doğuşu, Ana Mezhepleri ve Reformasyon Süreci

Bu makalede Hristiyanlık inancının ortaya çıkışını, temel mezheplerini ve reformasyon sürecini özetleyeceğim.

- Hristiyanlık inancı M.S. 1. yüzyılda Roma imparatorluğunun gölgesinde ortaya çıkmıştır. Bu inanç, Hz. İsa tarafından ortaya atılmıştır ve havarileri (yardımcıları) tarafından şekillendirilmiştir.

- Hristiyanlık inancının doğuşunda o dönemde yaşanan kargaşalar ve zulümler etkili olmuştur. İnsanlar bir Mesih (kurtarıcı) beklentisi içine girmişlerdir. İşte Hz. İsa böyle bir dönemde ortaya çıkmıştır

- Bu inanca göre Hz. İsa bir tanrıdır ve on iki havarisi vardır. Bunlarla beraber Aziz Pavlus olarak bilinen kişi, Hz. İsa'nın elçiliğini üstlenmiştir. Bu sebepten dolayı Pavlus ve öğretileri Hristiyanlık inancının şekillenmesinde etkili olmuştur.

- Üç ayrı tanrısal gücün bir bedende toplandığını ileri sürerler. Bunlar; baba, oğul ve kutsal ruhtur. Bu inanç esası "Teslis inancı" olarak adlandırılmıştır. Teslis inancı ayrıca "Üçlükte teklik" olarak nitelendirilir.

- Hristiyanlıkta düzenli olarak yapılan ayinler vardır. Bu ayinlere "sakrament" adı verilir. Toplamda yedi farklı ayin çeşidi bulunur. Bunlar; Vaftiz, konfirmasyon, tövbe/günah itirafı, evharist (son akşam yemeği), evlilik, rahip takdisi ve hastayı yağlamadır. 

- Erken dönem Hristiyanlığın en önemli merkezleri Roma, İskenderiye ve Antakya'dır.

- Hristiyanlıkta üç temel mezhep vardır. Reformasyon sürecinin gelişmesinde bu mezhepler ve dönemin mevcut siyasal ve sosyal gelişmeleri etkili olmuştur.

1) Katolik Kilisesi


"Katolik" kelimesi –evrensellik- anlamına gelir. Bu kavram kilisenin evrensel özellikte olduğunu vurgulamak için kullanılmıştır.

-Kilisede hiyerarşik yapı vardır

-Hiyerarşinin tepesinde Papa vardır. Papa, İsa'nın yeryüzündeki temsilcisi olarak görülür. Onun Bulunduğu Roma Kilisesi diğer bütün kiliselerden üstündür.

-Papa yanılmazdır, Kilise Kutsal ruh tarafından sevk ve idare edilir.

-Tanrı anlayışında teslisin üç unsurundan birini oluşturan Kutsal ruh, Baba ve Oğuldan çıkmaktadır.

-Kutsal metinlerin bireysel yorumlanması uygun görülmez.

-Din adamlarının evlenmesine müsaade edilmez.

-İnsan doğuştan günahkardır, bu yüzden yılda en az bir kez günah çıkarması gerekir.

2) Ortodoks Kilisesinin Ortaya çıkışı

-Hıristiyanlık ilk 300 yıl büyük baskılara maruz bırakılmış ve müntesipleri büyük zulümler görmüştür.

-MS.4. Yüzyılda Roma imparatoru I. Konstantin Hristiyanlığa özgürlük tanımış ve onu kendi himayesine alarak kurumsallaşma sürecini hızlandırmıştır. Böylelikle Hristiyan, arkasına siyasi desteği alarak hızla yayılma alanı bulmuştur.

-330 yılında Roma İmparatorluğunun başkenti, Roma'dan İstanbul'a taşınmıştır.

-Burada inşa edilen İstanbul Kilisesi, Başpiskoposluk makamına yükseltilmiştir ve böylelikle Hristiyanlığın en önemli kiliseleri olan Roma, İskenderiye ve Antakya kiliselerinin yanına İstanbul kilisesi de eklenerek, Roma kilisesinden sonraki en önemli kilise olmuştur.

-395 Yılında Roma İmparatorluğu Doğu Roma, Batı Roma olarak İkiye ayrılmıştır. Bu durum iki kilisenin birbirinden bağımsız hareket etmesine neden olmuştur.

-Batıdaki Siyasi boşluktan yararlanan Roma Kilisesi, etkinliğini ve otoritesini Doğuda da uygulatmaya kalkmasıyla İstanbul Kilisesinden büyük tepki almıştır ve iki kilisenin arası daha da açılmıştır.

Nihayetinde Roma Kilisesiyle İstanbul kilisesinin kesin olarak ayrılması kilise çevresinde 11. yüzyılda gerçekleşmiştir. ve böylece Doğu kilisesi, kendini Ortodoks olarak tüm çevrelere kabul ettirmiştir.

-Ortodoks kelimesi Grekçe "Orthos" ile "doxa" kelimelerinden ortaya çıkmıştır. "Doğru İnanç" anlamına gelir.

-Bu terim Hıristiyan toplumunun 11. yüzyılda Doğu-Batı şeklinde ayrılmasından Doğu Hristiyanlığını ifade etmek için kullanılır.

-Ortodokslar inanç bakımından Katoliklere çok benzese de uygulamada bazı farklılıklar söz konusudur.

-Kilisede Hiyerarşik yapı yerine eşitlik anlayışı vardır.

-Katoliklerin iddia ettiği gibi papanın yanılmazlığı iddiasını kabul etmezler
.
Protestan Kilisesinin Ortaya Çıkışı

-Katolik din adamları, zamanla hakimiyet alanlarını güçlendirmek için dini kullanarak insanları istismar etmeye başlamışlardır. Mesela;

-Papa'nın görkemli bir katedral yaptırmak için gerekli parayı toplamak amacıyla Hristiyan halktan günahlarını bağışlaması karşılığında para toplaması.
-Papanın yine para karşılığı cennetten toprak satması.

 1517 yılında Martin Luther adlı Alman bir din adamı, kilisenin bu durumunu ve papanın yanılmazlık ilkesini eleştirerek 95 maddelik bir manifesto yayınlar.

-Böylelikle Protestanlığa giden reform süreci 16. Yüzyılda Martin Luther'in öncülüğünde başlamış olur.

-Ana bünyesini Roma Katolik kilisesi oluşturur.

-Martin luther o dönemde kullanılan Matbaanın da yardımıyla fikirlerini yıldırım hızıyla yaymaya başlar.

-Kilisenin uzun yıllar süren istismarı, halkta bir memnuniyetsizlik oluşturmuştur. İşte bu koşullar, Martin lutheri'n fikirlerinin halk nezdinde benimsenmesini hızlandırmıştır. Aynı zamanda Rönesans hareketleri de bu fikirlerin benimsenmesinde büyük rol oynamıştır.

Martin Lutherin eleştirdiği Konular şunlardır:

-Papalığın Yanılmazlığı ve sorgulanmazlığı

-Kilise içi hiyerarşi

-Din adamlarının Hristiyan halkı istismarı

-Kutsal metnin Hristiyan halktan uzak tutulması.

-Kilise kurumu ile papalığın din ile uyuşmayan dünyevi kazanımlar peşinde koşması olarak sıralayabiliriz.

Martin Luther Bildirisini yayımladıktan kısa bir süre sonra kilise tarafından aforoz edilir.

-Bu duruma tepki gösteren Luther yanlıları 1529 yılında Kilise tarafından kurulan bir mecliste, kilisenin bu kararını tanımadıklarını söyleyerek meclisi terk ederler.

-Bu kararı tanımama eylemi , kayıtlara "protestatio" olarak geçtiğinden, o günden sonra Luther yanlıları protestan olarak adlandırılmıştır.

-1555 yılında Lutheryan reformist öğretiler, Protestanlık adıyla kutsal Roma-Germen imparatoru tarafından resmen tanınmıştır.

Luther Katolik Kilisesinden farklı olarak:

Din adamlarının evlilik yasağına karşı çıkmıştır ve kendisi de eski bir rahibe ile evlenerek tepkisini göstermiştir.

Yine Luther, dile getirdiği "İki krallık doktrini" ile kilise-devlet idaresini eşit şekilde kutsallaştırır.

Martin Luther'den sonra Protestan hareketine büyük katkı sağlayan kendine has doktrinleri olan iki büyük isim vardır.

Birincisi İsviçre asıllı Ulrich Zwingli  diğeri ise  Fransız asıllı olan John Calvin'dir.  Özellikle Calvin, batı kültürünün modern çağlarda üstün bir nitelik kazanmasında  düşünce ve model üretmesi yönüyle diğer reformcuların önüne geçmiştir.

Reform Hareketleri Sonucunda;

-Din adamları ve kilise eski itibarlarını kaybetmiştir.

-Eğitim-öğretim faaliyetleri kiliseden alınarak laik bir eğitim sistemi kurulmuştur.

-Katolik kalan ülkelerde yeni mezheplerle mücadele etmek amacıyla Engizisyon Mahkemeleri kuruldu.

-Mezhep zeminli olan Otuz Yıl Savaşları da Reform hareketlerinin sonuçlarından biridir. (1618-1648)

Son olarak Protestanlık ve Reform hareketlerinin modern dünya görüşüne sağladıkları katkıların bazıları:

-Luther; kilise ile devletin alanlarını birbirinden ayırarak günümüz laiklik anlayışına ulaşılmasını sağlayacak bir kilise-devlet ilişkisi kurmuştur.

-Calvinin fikirleri, Tarıma dayalı Orta Çağ ekonomisinden ticarete dayalı ekonomiye geçiş  açısından oldukça önemlidir. Batının Sanayi çağına ulaşmasında büyük rol oynamıştır.          
-Rönesans ve reform hareketleri Günümüz özgür düşüncesinin gelişmesinde tarihsel bir dönüm noktası olmuştur.



Yararlandığım Kaynaklar:

-Siyasal ve Dinsel Düşünce Tarihine Giriş, Kaan H. ÖKTEN

-Protestan Ahlakı ve Kapitalizm Ruhu, Max WEBER

-Avrupa Tarihinden Kesitler, Stephan J. Lee

-Rönesans ve Reform Çağı, P. Smith

-Yaşayan Dinler Tarihi, DİB

-Dinler Tarihi, Felicien Challaye



Martin Luther

Paylaş

Benzer Yayınlar

Son
Önceki
Önceki Konu »